Genel

Kazakistan’a Rus Göçü

Ruslar Türkistan’a hakim olmaya başlamasıyla birlikte diğer Türklere olduğu gibi Kazak halkına karşı da emperyalist bir demografi politikası uygulamaya başlamışlar ve bu politikayı uzun yıllar devam ettirmişlerdir. Rusların bölgede kurmuş olduğu devletlerin adının ya da yönetim şeklinin değişmesi uygulanan baskı ve zulümlerin değişmesi için bir ümit olsa da neticede değişen tek şey uygulanan baskıların şiddetinin artması olmuştur. Çarlık Rusya ile başlayan bu süreç günümüzde de devam etmektedir.  

Rusya’nın uygulamış olduğu nüfus politikalarının başında bu bölgeye Rus halkını yerleştirmek gelmiştir. Rus çiftçilerin yerleşimine uygun arazileri tespit etmek, yol yapmak ve yerleşime uygun altyapıyı oluşturmak için bölgeye gruplar halinde uzmanlar yollanmıştır. Yapılan bu çalışmalar neticesinde binlerce Rus çiftçi bölgeye yasal olmayan yollarla yerleştirilmiş, Kazakların arazi ve hayvanları ellerinden alınarak açlığa mahkum edilmiştir.

1920-1921 yılları Kazaklar için felaket yılları olmuştur. I. Dünya Savaşı ve onun içinde gerçekleşen 1916 Türkistan Milli Ayaklanması, ardından Bolşevik Devrimi ve iç savaş Kazak halkını maddi ve manevi anlamda bir çıkmaza sokmuştur. Bolşevik yönetiminin Kazak topraklarının idaresini ele aldıktan sonra, halkın elindeki son yiyecek maddelerine Kızıl Orda tarafından el konulması, halkı açlık ile yüz yüze getirmiştir. 1920 yılının kış mevsiminin uzun sürmesi de beraberinde felaketi getirmiş ve binlerce Kazak açlıktan hayatını kaybetmiştir. 1920-1921 yılı kış mevsimi uzun sürmüş ancak kar yağışı gerçekleşmemiştir. Bahar aylarında da yağmur yağmayınca 1921 yılının yaz ayında görülmemiş bir kuraklık yaşanmıştır. Göçebe ve yarı göçebe bölgelerde otlak ve mera alanlarının yetersizliğinden hayvanların büyük bir kısmı da telef olmuştur. Açlıkhastalıklar ve sağlık kuruluşlarının yetersizliği ölümleri hızlandırmıştır. Kazaklar bu kadar zor zamanlar geçirirken ve yaşam mücadelesi verirken Moskova durumun iyileştirilmesi için gerekli tedbirler almamıştır. Bu konuda söylenen en büyük yalan söz konusu kıtlığın ve buna bağlı ölümlerin “Sovyet coğrafyasının” tamamında yaşandığıdır. Ancak istatistikler açıkça göstermektedir ki o tarihlerde Rus nüfusunda hiç bir düşüş olmamış buna karşılık milyonlarca Kazak Sovyetlerin kasıtlı politikaları ile alenen öldürülmüştür. 

Çarlık yönetimi döneminde başlayan Kazak topraklarına Rus göçmen yerleştirme politikası Sovyet döneminde de devam ettirilmiştir. Böylece Kazakistan’ın demografik durumu Kazakların aleyhine işlemeye başlamıştırKazak halkı 20. yüzyılda arka arkaya üç kez kıtlık yaşamışlardır. Bunlar;

1919-1922 yılları aralığında,
1931-1933 yılları aralığında,
1946 yılında gerçekleşmiştir.

1930 yılında SSCB’nin Kazakistan’a uyguladığı ve “Kızıl Kırgın” olarak adlandırılan soykırım politikası sonucunda birçok Kazak yaşamını yitirmiştir. 1930 yılının Eylül-Ekim aylarında Kazakistan’ın milliyetçi aydınlarının tutuklama sürecinin ikinci dönemi yaşanmıştır. Bu kişilerden bazıları Moskova’ya gitmişlerdir. Kazakistan’da 1936-1938 yılları arasında 25.833 kişi partiden atılmış ve bunlardan 8542’ü “halk düşmanı” olarak ilan edilmiştir. Mahkemelerin idam cezası verdiği 3 milyon 777 bin kişiden 643 bin’i öldürülmüş, 2 milyon 369 bin’i 25 yıllık hapis cezası verilmiştir. Kazak halkının bu şekilde ölümleri ve Rusların yoğun göçleri Kazakistan’daki nüfus yapısını olumsuz yönde etkilemiştir. Planlı bir şekilde yapılan göçmen politikası ve Rus istilacılığı ile Kazakistan’ın nüfus dengesi bozulmuştur. Kazaklar kendi ülkelerinde azınlık durumuna düşmüşlerdir.1960 yılına gelindiğinde Kazak nüfus ülkenin %30’unu oluştururken Rusnüfus %50 civarında hesaplanmıştır.

Kazakistan bağımsızlığını kazanmış olsa bile ülkede yaşayan Rus nüfustan dolayı Rusya ile etkileşim içerisine girmek zorunda kalmıştır. Rusya için diğer ülkelerde yaşayan Ruslar etkili bir koz niteliği taşımaktadır. Bir ülkede yaşanacak herhangi bir sorunda Rusya bu ülkenin kamuoyunu etkilemekte ya da bu nüfusu kullanarak ülke içi meselelere dâhil olmaktadır. Nursultan Nazarbayev Kazakistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından istifa ettiği tarihe kadarülkesinde ‘Kazaklaştırma’ politikası uygulamıştır. Nazarbayev, ülkesinde bulunan Rus nüfus tehlikesini fark etmiş ve bu durumu tersine çevirmek adına birçok adım atmıştır.

Günümüzde hala Kazakistan’ın kuzeyinde etkili bir Rus nüfus yer almaktadır. Bu bölgedeki Ruslar, Rusya’ya da yakın olmaları itibariyle Rusya ile etkileşim içerisindedirler. Nursultan Nazarbayev, ülkesinde bulunan bu tehlikeli durumu tersine çevirmek için en iyi hamleyi başkenti Almatı’dan kuzeyde bulunan Astana şehrine taşıyarak yapmıştır. Bu hamlesiyle bu bölgede yaşayan Rus nüfusu kırarak Kazaklaştırmaya çalışmıştır. Ayrıca bazı yasalar çıkararak tersine bir göç politikası başlatarak diğer ülkelerde yaşayan Kazak nüfusu memleketlerine dönmelerini istemiş ve Rus nüfusunun çoğunlukta olduğu Kuzey Kazakistan bölgesine yerleştirmiştir. Sonunda bu çabalar sonuç vermiş ve Kazaklar kendi ülkelerinde azınlık olmaktan kurtulmuşlardır.Kazakistan’da yapılan 2020 yılına ait nüfus verilerine göre Kazaklar nüfusun %68’ini oluştururken, Rusların oranı %18’e gerilemiştir.

Rusya, 24 Şubat 2022 tarihinde “Ukrayna’nın demilitarizasyonu ve denazifikasyonu” gerekçeleriyle bu ülkeye karşı bir savaş ve işgal başlatmıştır. Uzun süren bu savaş neticesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 21 Eylül 2022 tarihinde ülkede kısmi seferberlik ilan etmiştir.Kısmı seferberliğin ilan edilmesinin hemen ardından birçok Rus, Rusya’dan ayrılarak yakınlardaki ülkelere göç etmeye başlamıştır. Göç edilen ülkeler arasında Kazakistan’da bulunmaktadır. Kazakistan İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi, 21 Eylül’den bu yana yaklaşık 98 bin Rus vatandaşının Kazakistan’a giriş yaptığını duyurmuştur. Şarkul Avsat’tan edinilen bilgiye göre, Nisan ayının başından bu yana toplam 93 binden fazla Rus vatandaşına kimlik numarası verildiği ve dört binden fazla Rus vatandaşı da Kazakistan’da oturma izni aldığı öğrenilmiştir. Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, Rus vatandaşlarının ülkeye gelmesiyle ilgili durumu yakından takip ettiklerini ve ciddi riskler oluştuğu takdirde uluslararası ve ulusal mevzuat çerçevesinde gerekli tedbirlerin alınacağını bildirmiştir.

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın ne zaman biteceği ve Rusya’daki kısmi seferberliğin ne zaman kaldırılacağı belirsizliğini sürdürmektedir. Bu da gösteriyor ki ilerleyen günlerde Kazakistan’a göç eden Rus vatandaşları sayısında da bir azalma yaşanmayacaktır. Daha önce yoğun Rus nüfustan dolayı yıllarca sorun yaşayan Kazakistan tekrar bu sorunlarla karşı karşıya kalıp kalmayacağını zaman gösterecektir. Ancak göçlerin kontrolden çıkması durumunda Kazakistan’ı bekleyen senaryo geçmiş tarihe bakıldığında gözler önüne serilmektedir.

Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir