Analiz,  Enerji,  Eren Kotil'in Yazıları,  Genel,  İran

Son Gelişmeler Işığında Ukrayna Seçimleri

Ukrayna uzun zamandır Donbass Savaşı ve Kırım’ın işgali sebebiyle siyasi bir kriz yaşıyor. Batılı devletlerden gelen desteğin istenilen boyutlara ulaşamaması ve dünya çapında yaşanan ekonomik kriz; Ukraynalıların elini kolunu bağlamış durumda. 2014’teki seçimlerde büyük umutlarla başa geçen eski Cumhurbaşkanı Petro Poroshenko; halk gözünde oldukça milliyetçi ve Avrupa yanlısı bir profil çizdi. AB ülkeleri ile Ukrayna arasında yapılan çeşitli ticari anlaşmalar, Avrupa ile Ukrayna arasında vize serbestisinin gerçekleşmesi, Ukrayna’nın ABD ile yaptığı diplomasi; dürüst olmak gerekirse oldukça başarılı gelişmelerdi. Aynı zamanda Poroshenko döneminin en önemli özelliği Ukrayna’nın dünyaya açılması oldu. Dünyaca ünlü medya organlarının Ukrayna’ya gelmesi, birçok küresel firmanın Kyiv’de temsilcilikler açması, Eurovision yarışmasının ev sahipliğinin yapılması, Şampiyonlar Ligi finalinin Kyiv’de oynanması, eğitimde Avrupa modelinin örnek alınması gibi gelişmeler Poroshenko döneminin ayırt edici unsurları oldu. Açıkçası uzun yıllar Sovyet işgali altında bulunmuş bir ülkenin dünyaya bu kadar hızlı açılabilmesi, oldukça zor bir iş ve Poroshenko bunu kısmen de olsa başardı diyebiliriz. Poroshenko’nun Ukrayna’ya kattığı şeyleri görmezden gelmek, büyük bir haksızlık olur. Yine de onun döneminde Kırım’daki işgalin bitirilmesi için güçlü adımlar atılamaması, ekonomik krizin önlenememesi gibi sebepler; onun son seçimlerde kaybetmesine ve koltuğu Vladimir Zelenskiy’e bırakmasına sebep oldu. Poroshenko’nun seçimlerden sonra Ukrayna milliyetçiliğinin kalesi Lviv’e ziyarette bulunup, miting yapması; onun siyaseti bırakmayacağının bir göstergesiydi, nitekim öyle de oldu. Zelenskiy’nin herhangi bir siyasi geçmişi olmadan bu genç yaşında Ukrayna seçimlerini kazanması, hepimiz için büyük bir sürpriz oldu. Komünist rejimlerin en karanlık yanlarından biri, halkların yönetime katılmasını engellemek olmuştur tarih boyunca. Bu sebeple uzun yıllar Komünist rejimler altında ezilmiş halklar arasında sandığa gitme kültürü gelişmemiştir. Ukrayna da ne yazık ki bu etkiyi yaşıyor, sandığa gitme oranı her seçimde %60’lar civarında oluyor.Bu oran herhangi bir Avrupa ülkesine ya da Türkiye’ye kıyasla oldukça düşük. Her şeye rağmen; Ukrayna demokrasi anlamında diğer eski Sovyet ülkelerine ışık tutuyor. Ukrayna’da diktatörlük diye bir şey hiçbir zaman olmadı, devlet başkanları sık sık değişebiliyor. Uluslararası raporlarda geçen seçim güvenliği sıralamasında diğer bölge ülkelerine göre oldukça yüksek sıralarda, üst düzey devlet adamları yargılanabiliyor. Bunlar kulağa basit gelen şeyler olabilir ancak uzun yıllar komünist rejim altında kalmış bir ülke için oldukça önemli değerler. Ukrayna siyaset bilimi açısından hiçbir zaman kolay bir ülke olmadı. Hatrı sayılır büyüklükte bir toprak parçası, sahip olunan doğal kaynaklar, azımsanmayacak bir nüfus, farklı etnik kökenlerden kimlikler.. Siyasette ”değişim, toplumsal merak, yenilik.” gibi kavramlar her zaman yeni kurulmuş partilerin, yeni siyasetçilerin avantajı olmuştur. Vladimir Zelenskiy de bu avantajını şu ana kadar oldukça iyi kullanmışa benziyor. Poroshenko muhalifleri; onu Kırım ve Donbass konusunda verdiği sözleri tutmamakla suçluyor, ekonomik krize çözüm bulamadığını belirtiyor. Zelenskiy taraftarları ise Ukrayna’nın taze bir kana ihtiyacı olduğunu ve Kırım & Donbass konusunda yeni bir politika izlenmesi gerektiğini düşünüyor. Ayrıca ülkede %10 civarında da Rusya yanlısı bir kitle var, bunu da görmezden gelmemek iyi olacaktır. Şu anda anketlerde gözüken durum, Zelenskiy’nin partisinin %50 civarında bir oy alıp parlementoda birinci sıraya yerleşeceği yönünde. Zelenskiy, bu seçim sonunda parlemento üzerinde de egemenliğini sağlayabilecek mi? 21 Temmuz seçimlerinde neler olup neler bitecek hep birlikte göreceğiz

Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir